BAZI ÇOK KULLANILAN EDAT VE BAĞLAÇLARIN İNCELENMESİ
İLE:
*Edat, Bağlaç, Zarf olarak kullanılabilir.
*Kendinden önceki sözcüğe bağlanıp, “-le, -la, -yle, -yla” şeklini alabilir.
İle: “ve” anlamında kullanılırsa, “BAĞLAÇ” olur.
Gelmesiyle gitmesi bir oldu.
Ahmet ile Hasan sinemaya gittiler.
Kalemle kağıdı al; yazmaya başla.
İle: “araç, vasıta” yada “birliktelik” anlamı katarsa, “EDAT” olur.
Ankara'ya uçakla gideceğiz. (vasıta)
Maçı arkadaşlarla seyrettik. (birliktelik)
Lütfen, ekmeği bıçakla kesin. (araç)
Haberi anonsla tüm halka duyurdu. (vasıta)
İle: “durum” bildirip, “nasıl?” sorusuna cevap veriyorsa, “ZARF” olur.
Topa hızla vurdu.
Öfkeyle yerinden kalktı.
YALNIZ:
Yalnız: “sadece” anlamında kullanılırsa, “EDAT” olur.
Geride kalan yalnız sen değilsin.
Bu soruyu yalnız o çözebilir.
Yalnız: “ama, fakat” anlamındaysa, “BAĞLAÇ” olur.
Bu araba güzel, yalnız, çok pahalı.
Bu tür eserleri okurum; yalnız pek anlayamam.
Yalnız: “ismi nitelerse” , “SIFAT” olur.
Ona, “Yalnız Kovboy” diyorlardı.
Yalnız insanlara, sahip çıkmalıyız.
Yalnız: “fiili nitelerse” , “ZARF” olur.
Ölüme bile yalnız gitti.
Yalnız: “Tek başına kullanılıp”, “İSİM” olabilir.
Yıllardır, yalnızım.
GİBİ:
*Gibi, benzetme, karşılaştırma, olasılık, hemen anlamları katabilir.
*Sıfat, zarf, isim olarak kullanılabilir.
Buz gibi havada dışarı mı çıkılır? (Benzetme, Sıfat)
Yapılan yemeği kurt gibi yedik. (Benzetme, Zarf)
Onun gibi çalışkan olmak isterdim. (Karşılaştırma, Sıfat)
İyice yıkayınca sakız gibi oldu. (Benzetme, Zarf)
Artık kış geldi gibi. (Olasılık, Edat)
Onun gibisini az bulursun. (İsim)
Güreşçi rakibini tuttuğu gibi yere yıktı. (Hemen, Zarf)
ANCAK:
Ancak: “sadece” yada “olsa olsa” anlamında kullanılırsa, “edat” olur.
Bu yaptıklarına ancak o katlanır. (sadece)
Ancak, ona inanırım. (sadece)
Bu kömür ancak bir ay yeter. (olsa olsa, en fazla)
Bu araba ancak onbeşbin lira eder. (olsa olsa)
Ancak: “ama, fakat” anlamında kullanılırsa, “BAĞLAÇ” olur.
Çok anlattım, ancak anlamadı.
Ancak: “henüz, şu an” anlamında kullanılırsa, “ZARF” olur.
Ne bakıyorsun, ancak gelebildim.
DOĞRU:
Doğru: “yönelme” bildirirse “EDAT” olur.
Eve doğru gidiyordu.
Doğru: “ZARF” olarak kullanılabilir.
Otobüsten inince, doğru okula git.
Doğru: “SIFAT” olarak kullanılabilir.
Doğru söze ne söylenir.
Doğru: “İSİM” olarak kullanılabilir.
Doğru, o da bizimle gelmişti.
Buna, doğru parçası denir.
BAŞKA:
Başka: “hariç” anlamında kullanılarak “EDAT” olur.
Fuzuli'den başka tüm şairler bu konuyu ele aldı.
Başka: “SIFAT” olarak kullanılabilir.
Başka insanları da düşünmek zorundayız.
Başka: “ZAMİR” olarak kullanılabilir.
Başkası, bu iyiliği yapmazdı.
Başka: “ZARF” olarak kullanılabilir.
Bıktım senin başka başka konuşmalarından.
DE:
*De, “gibilik, eşitlik, katılma, pekiştirme, dahi, bile, istek vb.” anlamlar katar.
*Bağlaç olan “de” kelimeden ayrı olarak yazılır.
Ben de güvenemez oldum. (dahi, bile)
Konuş da ne olduğunu anlayalım. (istek)
Hazırlanacak da, biz de gideceğiz. (İğneleme)
Toplantıya Mine de geldi. (diğerleri gibi anlamı katmış.)
Gitmem de gitmem diyordu. (pekiştirme.)
Not: Hal eki olan –de, kelimeye bitişik yazılır, bulunma ve yer bildirir.
Ahmet'te kalem de var.
Okulda kurallara uyardı. |